Ercan Kesal; Nevşehir'in Avanos ilçesinde başlayan yaşam yolculuğunu mesleki anlamda pek çok ödülle taçlandırmış örnek bir isim.
Usta oyuncu son olarak "Nasipse Adayız" filmiyle Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) tarafından 2020 yılının "En İyi Film, En İyi Yönetmen-En İyi Senaryo" olmak üzere toplam beş dalda ödüle layık görüldü.
"Çukur" dizisindeki İdris Koçovalı rolüyle de hafızalarımızda iz bırakan Kesal; hekim, yönetmen, oyuncu, senarist ve yazarlık kariyerlerini başarıyla taşıyan bir duayen...
"Yaptığım her işin hakkını vermek isterim" diyen Ercan Kesal ödüllü filminden başlayarak sorduğumuz tüm sorularımızı içtenlikle yanıtladı.
***
FERAH UZUNDURUKAN: Ercan Kesal'ın hayatına baktığımda soracağım o kadar çok soru var ki! Çocukluğunuz, üniversite hayatınız, mecburi hizmet yıllarınız, yazarlığınız! Öncelikle 53.Siyad ödüllerinde birden fazla dalda ödül alan filminiz "Nasipse Adayız" la başlamak isterim. Bu başarıyı bekliyor muydunuz?
MARİFET İLTİFATA TABİDİR
ERCAN KESAL: Öncelikle iyi bir film yapmayı bekliyordum. Bunun için uğraştım. Kişinin kendi memnuniyeti daha güçlü bir itkidir her zaman. Ama marifet de iltifata tabiidir elbette! Yaptığınız işin fark edilmesi, ödüllendirilmesi, dahası kıymet verilmesi insana iyi geliyor. Bendeki karşılığı ise daha çok sorumluluk ve daha iyi filmler yapma arzusu oldu.
***
FERAH UZUNDURUKAN: "Nasipse Adayız" ilk uzun metraj filminiz. Aynı zamanda bir kitabınızın da uyarlaması ve gerçek bir hikaye. Sizi bu hikayede en çok etkileyen ve sinemaya aktarmanızı sağlayan neydi?
HALA AYNI DERDİN PEŞİNDEYİM
ERCAN KESAL: İnsanın içindeki bitmek bilmeyen iktidar arzusu. Başkalarına hükmetme isteği. Tüm bunlar için her türlü zillete katlanmaya razı olması. Bu cümlelerin aynısını senaristi olduğum tüm filmler için söyleyebilirim. Hala aynı derdin peşindeyim: İnsanın gerçek öznesinin saklı olduğu kör noktası neresidir? Onunla karşılaştığında başına neler gelir?
***
FERAH UZUNDURUKAN: Filminizde Doktor Kemal Güner karakterini canlandırıyorsunuz. Seçim koşturması içinde oradan oraya savrulan, etrafında yaşanan olaylara yabancılaşmış bir karakter izliyoruz. Kemal Güner'le benzerliğiniz, ortak noktanız var mı?
ERCAN KESAL: Senaryoda otobiyografik ögeler elbette var. Ama sonuçta her senaryo kurmacadır.
***
FERAH UZUNDURUKAN: Siyasete ilginiz oldu mu, kendinizi yakın hissettiniz mi siyasete?
POLİTİKAYLA HEP İÇ İÇE OLDUM
ERCAN KESAL: Elbette. 1959 doğumluyum ben. 78 kuşağındanım. 12 Eylül askeri darbesine gelinceye kadar öğrencilik yıllarım ve sonrasında politikayla hep iç içe oldum. Bu ülkenin bir vatandaşıyım ve başımıza gelen her şeyden kendimi sorumlu hissediyorum. Okuyup anlamaya ve bildiklerimi, itirazlarımı yazıp söylemeye çalışıyorum.
***
FERAH UZUNDURUKAN: Televizyon ve beyazperdede sizi bu kadar başarılı ve farklı kılan nedir?
İŞİNİ İYİ YAPAN İNSANLARLA BULUŞMAYA GAYRET EDERİM
ERCAN KESAL: Teşekkürler cömert övgünüz için. Yaptığım her işin hakkını vermek isterim. Kendimden emin olmam. İşini iyi yapan insanlarla buluşmaya gayret ederim. Ama şunu ifade etmeliyim mutlaka, sinemada tercihlerimi istediğim gibi yapabilmem de hekimliğimin büyük katkısı olmuştur.
***
FERAH UZUNDURUKAN: Çukur" dizisi çok popüler dizilerden biri. Burada İdris Koçovalı olarak seyircide güçlü bir iz bıraktınız. Peki "Çukur" dizisi sizde nasıl bir iz bıraktı?
ÇUKUR'DA ÇOK ŞEY DENEYİMLEDİM
ERCAN KESAL: Dizi sürecinde her hafta uzun metraj bir film performansıyla çalışmak zorundaydık. İki saati aşan bir işi bir haftada çekmek zahmetli bir iştir. Ama her anlamda öğretici bir süreçti. Kamera önünde ve set süreçlerinde çok şey deneyimledim.
***
FERAH UZUNDURUKAN: Set pratiğinin yanı sıra işin mutfağında da yer aldınız. Bulunduğunuz yerden genç oyunculara ne gibi önerileriniz olur?
BAŞARININ SIRRI, ÇOK OKUMAK, İZLEMEK MÜMKÜNSE YAZMAK
ERCAN KESAL: Sadece oyuncu arkadaşlarıma değil sinemada yer alan herkese kendime önerdiğim şeyleri önerebilirim. Gözlemlemek, çok film seyretmek, çok okumak ve mümkünse yazmak. Hayatı ıskalamamak.
***
FERAH UZUNDURUKAN: Bir de göz ardı edilemeyecek bir yazarlık yönünüz var elbette. Kitaplarınızın hepsi ayrı bir dünya. Oyunculuğunuz ve yazarlığınız birbirini nasıl besliyor?
EN FAZLA EDEBİYATTAN BESLENİYORUM
ERCAN KESAL: Hep söylemişimdir : sinemaya edebiyatçı yanımla girdim. Kamera önünden önce 3 Maymun’un senaristlerinden biriydim. Oyunculuğum, senarist kimliğim ve yönetmenliğim en fazla edebiyattan besleniyor.
***
FERAH UZUNDURUKAN : Oyuncu bir eşiniz var, sevgili Nazan Kesal. Aynı sektörün içinde, eşinizle meslektaş olmanın ne tür katkıları var; birbirinizi oyunculuk anlamında eleştirir misiniz?
ERCAN KESAL: Eşim okulludur. Dokuz Eylül Üniversitesi Oyunculuk mezunudur. Devlet Tiyatrosunda ve özel tiyatrolarda yıllarca çalıştı. Ben alaylıyım. Kamera önü oyunculuğunun sahne performansı olmadığını biliyorum. Kendi oynadıklarımız da dahil birlikte seyrettiğimiz filmlerdeki oyunculuklar üzerine konuşur, tartışırız. Zenginleştirici ve ilham verici süreçlerdir elbette.
Bir Yorum Bırakın