“20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü” kapsamında çocuk haklarıyla ilgili bir konuyu derinlemesine tartışmak ve farkındalık yaratmak amacıyla her yıl Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu tarafından uzmanların katılımıyla düzenlenen zirve, bu sene “Çocuk Hakları Bağlamında Adalete Erişim ve Pandemi Dönemi” başlığıyla toplandı. Salgın nedeniyle telekonferans yöntemiyle organize edilen zirvenin açılış programına onur konuğu olarak Aile Ve Sosyal Politikalar Kurucu Bakanı, Türkiye Belediyeler Birliği ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin katıldı. Başkan Fatma Şahin konuşmasında, bakanlık döneminde yürüttüğü başarılı çalışmalarla çocukların, kadınların yani ülkenin kazandığını hatırlatarak aynı başarıyı Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra devam ettirdiklerini vurguladı. Gaziantep’te belediye olarak yapılan çalışmaları aktararak yürütülen faaliyetlerde amaçlarının “Çocuk Dostu Şehir” ve “Kadın Dostu Şehir” olduğunu ifade etti, bunu yürütürken bütün kuruluşlarla bu amaç doğrultusunda ayrımcılık yapmadan ortak çalışıldığını söyledi. Açılış konuşmalarında ayrıca İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ve Çocuk ve Haklarını Koruma Platformu Başkanı Av. Figen Özbek hazır bulundu.
Açılış konuşmalarının ardından oturumlarla devam edecek zirve, çocuk haklarında Türkiye’de ve dünyadaki mevzuatlar ve uygulamaların alanında uzmanlar tarafından tartışılacak. Zirvede özellikle pandemi döneminin etkisi değerlendirilecek, aynı zamanda GFK tarafından gerçekleştirilen “Pandemi döneminde aile ilişkilerindeki değişiklikler” araştırma raporunun sonuçları açıklanacak.
ŞAHİN: ÇOCUKLARA DAİR ORTAK HAYALLERİMİZİ BİRLİKTE GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, zirvede yaptığı açılış konuşmasında konuya bir anne gözüyle baktığını belirterek, “Söz konusu çocuksa, kadınsa hangi partiden olursak olalım kadına, insana, çocuğa dair yapılacak ne varsa bir üste çıkalım hep birlikte bir araya gelelim, çok hızlı yol alalım görüşündeyiz. Bakanlık dönemimde sizlerle o kadar yoğun çalıştık ki o dönemde Avrupa Birliği sivil toplumla ilgili olan çalışmalarımızı en güçlü çalışmalar olarak beyan etmişti. Göçten savaştan en çok kadınlar ve çocuklar mağdur oluyor ve bugün özellikle benim sınırımın arkasındaki yaşanan savaştan baktığınız zaman yine en çok çocukların ve kadınların mağdur olduğunu görüyoruz. O yüzden bu dünyaya baktığımız zaman bizim birlikte çok yol gitmemiz lazım. Bu yaptığımız çalışmalardaki en önemli şey uygulama. Uygulama dediğimiz şeyde şehirlerin bu bakış açısıyla projelendirme ve geleceğe hazırlama. Daha çok bir araya geleceğiz, daha çok konuşacağız ve hepimizin çocuklarına dair ortak hayallerimizi birlikte gerçekleştireceğiz. Ben 2014 yılında başkan olur olmaz ‘Bu şehri kadın dostu, çocuk dostu nasıl yapacağız, hangi alanda ne çalışacağız?’ diyerek bunların üzerinde durduk. Öncelikle anne bebek istiyorsa hangi şartlarda bu bebeği doğurması gerekiyor bunun üzerinde durarak belediye olarak bir çocuk akademisi, anne akademisi kurduk. annenin gelişi gidişi ile ilgili bir problem varsa kırsaldaysa bir anne oteli açtık. Anne karnında çocuk çok prematüre doğuyor, çocuk ölümlerinde en büyük sorun olduğunu tespit ederek süt vermemiz gerekliliğine kanaat kıldık. ‘Gaziantep Süt’ ü başlattık ve kendi ürettiğimiz sütleri hamile annelere dağıttık. Bu şehirde ben hamileyim diyen herkesin evine günde 1 bardak süt gidiyor. Bebek doğar doğmaz ‘Hoş geldin hemşerim’ diyoruz ve o anneyi eğitime alıyoruz. Eğer o ailenin maddi durumunda sıkıntı varsa aileye destek veriyoruz. Bebek büyümeye başladığında mahalle kreşleri açıyoruz. Annenin bir yere giderken çocuğunu rahatça bırakacağı sağlıklı ortamlar hazırlıyoruz. Uygulamalı çocuk kütüphaneleri açtık. Mahalle kreşleriyle birlikte bu aşamada bunun altyapısını hazırladık. Bu Türkiye’de ilk oldu. Çocuğa fırsat eşitliği veriyoruz. Herkesin bu kitapları almasını, okumasını ve yeniden yerine koymasını sağlayacak bir sistemi sağladık. Ailelerimiz çocukları yeteneklerine göre yetiştirmediğini gördük. Anneler, babalar kendi istediklerini dayatarak götürüyor. Çocukların isteklerini sağlamamız gerekiyor. Öncelikle çocukta bir yetenek taraması yapıyoruz. Musiki, resim, spor da mı yetenekli onu tespit ediyor, aileyi bilinçlendiriyoruz. Yeteneklerinde kaynaklı kabiliyeti ile bir kalkınma projesine dönüştürmemiz gerekiyor. En başta bunu sıkı tutmaksak yarın mutsuz çocuklar, aileler ve toplum oluşuyor. İlkokul ve ortaokulda göç alan şehirler başta olmak üzere bazı sıkıntılar çıkıyor. Mücadele için en önemli nokta çocuğu eğitim hayatında tutmak. Aileyi çocuğu eğitecek durumu yoksa bütün sosyal destek sistemimizi çocuğa eğitim verir, sağlıklı ortam hazırlarsa şartı koyarak yardımı sağlıyoruz. Açtığımız GASMEK ile fırsat eşitliği veriyor, çok iyi başarı sağlıyoruz. İhtiyaçları olan fırsatı verir ilk adımı attırırsak başarı sağlanıyor” diye konuştu.
PANDEMİ YENİ ZORLUKLARLA BİRLİKTE YENİ FIRSATLAR VERDİ
Çalışmaları yürütürken pandemi ile mücadeleye başlamak zorunda kaldıklarını anımsatan Şahin, şunları söyledi: ‘Onlara evde hayatı nasıl hazırlayacağız?’ , ‘Pandemiden çıktıklarında nasıl geleceğe hazırlayacağız?’ bunları çalıştık. Dijitalleşme burada en temel meseleydi. Süreç bize ne kadar gerekli olduklarını gösterdi. ‘Bir evde sabahları neler yapılıyor?’ dedik, hangi saatte neler yapılacak diye üzerine bir program hazırladık. Büyükşehir bünyesinde ulaşacakları sabah spor aktiviteleriyle başlayıp, akşamları çocuklara masal okuyarak biten bir sistem kurarak dijital ortamda evlere ulaştık. Kapı kapı kitap dağıttık ama bunun yetmediğini görünce ‘Dijital Kütüphane’ açtık. Milyonlarca genç bunlara ulaşabiliyor. TÜBİTAK’ın en son kitaplarını da bu kütüphanenin içerisine koyduk. ‘Ben Okuyor Gaziantep Okuyor’ projesini başlattık. Spor bakımından hangi alanda ihtiyacı varsa onları giderdik. Yüzme havuzları açtık, spor salonlarını tamamladık. Çocukları dinlememiz gerekiyor. Kent Konseyi’nde çocuk meclislerini güçlendirdik, bir araya geldik. Zamanın ruhu bize o çocukları dinlememiz gerektiğini gösteriyor. Onların hedefleri ne ise gerekeni yapmamız gerekiyor. Bu bakış açısıyla şehri pandemide hazırladık. Ne gerekiyorsa altyapıyı oluşturduk. Çocukların okula başlamadan önce 6 milyonluk bir bütçe ile bütün temizlik malzemesi ihtiyaçlarını giderdik. Çocuklar ve velilere pandemi eğitimi verdik. Çocuğu korumak için parkları güvenli hale getirdik. Hep büyükler konuşuyor ama çocuk ne istiyor bunu öğrenmemiz lazım. Önemli olan ‘Çocuğu geleceğe nasıl hazırlayacağım?’. ‘Çocuklara adaleti nasıl sağlayacağız ve dünyaya huzur ve barışı nasıl temin edeceğiz? Bu bakış açısıyla çok şey yaptık ve yapmamız gerekiyor. Pandemi yeni zorluklarla yeni fırsatlar verdi.”
Bir Yorum Bırakın