FERAH UZUNDURUKAN
XXX
Halk arasında ''Yaşam Koçu'' olarak tanımlanıyor. Biz koçlar, ''profesyonel koç'' diyoruz..
Koçluk nedir, ne değildir? İnsanlar neden bir koçla çalışmalıdır? İyi biir koç danışanın hayatına nasıl etki eder?
''Profesyonel bir koç''ta olması gereken özellikler nelerdir?
Mesleğe yeni başlayan koçlar nasıl yol almalı?
Resmi Gazete'de yayımlanan genegeyle tam anlamıyla bir meslek olarak kabul gören koçluğun geleceği....
Üniversitelerde branş olarak açılan koçluk hayatımıza gelecek yıllarda nasıl girecek?
Bir gün herkesin profesyonel bir yaşam koçu olacak....
Koçluk üzerine her detayı Profesyonel Yaşam Koçu/Eğitmen Gonca Türk'e sordum.
UZUNDURUKAN: Bugüne kadar hep "koçluk nedir?" diye sorduk. Bu sefer farklı bir şekilde "koçluk ne değildir?" diyerek sizden farklı bir bakış açısıyla koçluğun tanımını yapmanızı istesem...
KOÇ REHBER DANIŞMANI VEYA MENTÖR DEĞİLDİR
TÜRK: Bu gerçekten çok farkındalık yaratacak bir soru teşekkür ederim öncelikle. Ben Koç öğrencilerime en az Koçluğun ne olduğunu anlattığım süre kadar Koçluğun ne olmadığını anlatırım. Üstüne basa basa net bir şekilde anlatırım. Çünkü sınırlarımızı bilmek adına ne olduğumuzu bilmek kadar ne olmadığımızı bilmek de çok önemlidir. Öncelikle Koçluk Psikoloji alanına giren herhangi bir tanı, teşhis ve tedavi süreci olan yada travma çözen bir alan değildir. Kimsenin olmadığı gibi bizlerin de danışanımızın sağlığı ile oynamaya hakkımız yok. Koçlar terapist değildir. Rehber danışman da değildir. Lider ya da mentör değildir.
UZUNDURUKAN: Sizi de tanımak adına siz koç yetiştiren, mesleğin duayeni olarak ilk başladığınızdan bugüne nasıl bir yol izlediniz?
DİSİPLİN VE SABIR İLE ÇALIŞINCA BAŞARI YI ELDE EDİYORSUNUZ
TÜRK: Estağfirullah çok teşekkür ederim. Denizde bir damla olabilirsem ne mutlu bana. Ben ilk Koçlardanım okulumun ilk sınıfı, ilk mezunlarındanım. Bulunduğum şehirde (Çanakkale) aktif olarak bu mesleği yapan ofis açan kurumsal eğitimler veren ilk Koçum. Bu uzun yıllar da böyle devam etti. Yani demem o ki; bu mesleğin bilinirlik ve tanınma adına en zor kısmını ben ve benim gibi ilk Mezunlar çekti sanırım :) . Ben Koç öğrencilerime de şimdi size anlatacağım gibi aynı benim gittiğim yolu anlatıyorum. Beni başarıya götüren dikkat ettiğim yaptığım yapmadığım şeyleri samimiyetle paylaşıyorum. Öncelikle eğitimim bittiğinde hiç zaman kaybetmeden mesleğin içine girdim. Yani şu olsun öyle, bu bitsin öyle başlarım demedim. Ertelemedim mazeret bulmadım.(malum ararsak mazeret çok :) ) Bu çok önemli. Bir süre ücretsiz koçluk yaptım. Bu aşamada hem tecrübe edindim, hem tanınırlık sürecim başlamış oldu. Hem de bu konuda özgüvenim artmış oldu. Sonra çok okudum.(Hala çok okurum çok araştırma yaparım.) Yurtdışındaki Koçların neler yaptığını neler okuduğunu sürekli araştırdım, takip ettim. Sürekli yeni projeler geliştirdim kurumlara, şirketlere sundum. Tabi ki özellikle ilk başlarda hepsi kabul görmedi. Yine ilk dönem ücretsiz ya da çok sembolik rakamlara eğitim/seminerler verdim. Tabi her çalışma benim eksiklerimi görmemi ve daha da gelişmemi sağladı ki bu benim için muazzam birer gelişim fırsatı oldu. Sosyal medyamda ne paylaştığıma, gittiğim mekanlara, yakın çevreme, giyimime imajıma her şeyime çok dikkat ettim. Çok uzun saatler çalıştım çok az uyudum özellikle ilk yıllarda. İş disiplinimi ve kendimi geliştirmeyi asla bırakmadım. Sonra zamanla tanınma, bilinme tercih edilme oranım gittikçe artmaya başladı. Yıllar süren televizyonda ulusal kanalda canlı yayın programları, dergi ve gazetelere makaleler, radyoda canlı yayın, kurumsal eğitimler, üniversite seminerleri, avmlerde halka açık söyleşiler, bireysel seanslar, Vip eğitimler ve koçluk eğitimleri gibi alanlarda yoğun bir tempoda faaliyet gösteriyorum. İşte yolculuk hikâyem ve geldiğim nokta. Bitti mi? bitmedi elbet ;) Çalışmayı, üretmeyi, insanları, insanlara hizmet etmeyi çok seviyorum. Çalıştığım sürece de ilerlememe ve yükselmemem söz konusu olmayacak. Bu sadece benim için geçerli değil tabi ki hepimiz için her konuda geçerli. Yeterince sıkı ve disiplinli çalışıp gereken sabrı gösteren herkes mutlaka başarıya ulaşır. Ben aksini görmedim.
UZUNDURUKAN: Koçluk "Resmi Gazetede" de yayınlanan bildiriyle bir meslek olarak kabul edilmiş durumda. Bugün birçok kurum/kuruluş yöneticiler bazında da profesyonel koçlarla çalışıyor. Pek çok üniversitede de bölüm olarak koçluk gündeme geliyor. Bu konudaki en son gelişmeler neler?
KOÇLUK GELECEĞİN EN POPÜLER MESLEĞİ OLACAK
TÜRK: Koçluğun geldiği nokta: Geleceğin mesleğidir. Kendi Koç öğrencilerime de söylüyorum bunu sürekli. Asla işin ucunu bırakmayın geleceğin mesleği bu diyorum. Koçluğun devlet tarafından bu bir meslektir demesi ve akabinde üniversitelerde Koçluk bölümlerinin açılması. Bunlar tesadüfi gelişmeler değil. Üstelik koçlukta biz ilk başladığımızda çok az branş varken şimdi branşları arttı üstelik neredeyse ihtiyaca göre branş çıktı. Bu ne demek? Bu şu demek içinde insan olan her yerde, her alanda bir çeşit koçluk alanı oluşacak. Bu pastadaki dilimi arttırması ağız sulandırıp Koç olmak için talep çok daha artacak ileride. Ama bu aşamada yol alan, kendini geliştirmeye başlayan, tecrübe edinmiş Koçlar açık ara avantajlı olacak. O yüzden tüm Koçlara söylüyorum sakın işin ucunu bırakmayın. Ve asla özellikle ilk yıllarda kazanç kapısı olarak görmeyin. Önce gelişin çalışın sonra zaten işinizde iyi oldukça para kazanacaksınız. Koçluk geleceğin mesleği olarak çok kıymetli üniversitelerde yerini almaya başladı. Mesleğimizin geldiği nokta gurur verici.
UZUNDURUKAN: Koçluk tüm bu olumlu gelişmelere rağmen toplumun bir kesimi tarafından da tam olarak bilinmiyor. İnsanlar "profesyonel koç bana nasıl yardımcı olabilir?" diye soruyor... Kişiler neden bir koçla çalışmalı?
HERKESE BİR KEZ KOÇLUK DESTEĞİ ALMASINI TAVSİYE DEİYORUM
TÜRK: Çünkü bizler beşeriyiz -yani ölümlüyüz. Motivasyonumuzu sürekli üst seviyede tutamayız. Bazen kendi potansiyelimizi bulma, ortaya çıkarma ve kullanmada sorun yaşayabiliriz ki bu çok doğal. İşte böyle zamanlarda bir yol arkadaşı takım arkadaşı oluyor Koç. Danışanın görmediği ya da göremediği noktaları görüp danışanını o yolculuk boyunca cesaretlendiriyor. İşte bu bulunmaz bir imkân. Hele işinin ehli bir Koç ile çalışılırsa danışan inanılmaz ivme kazanıyor. İşte bu yüzden koçluk :) Gelişmek, farkındalık arttırmak ve kendi kararlarını alıp özgürce uygulamalarını sağlayan birer yol arkadaşı olduğumuz için Koçluk :) Herkesin en az bir kere mutlaka Koçluk almasını tavsiye ediyorum mutlaka.
UZUNDURUKAN: Klasik bir soru olacak ama insanlara daha iyi aktarabilmek adına psikolog ve koç arasındaki farkı biraz özetler misiniz?
KOÇLAR RUH SAĞLIĞI ÜZERİNE ÇALIŞMAZLAR
TÜRK: Klasik ama çok önemli bir soru yine :) En spesifik ayırımı şu: Koçlar ruh sağlığı üzerine çalışmazlar. Bu konuda yetkinlikleri yoktur. Ruh sağlığı üzerinde bazı patolojiler üzerine çalışmaz ve terapi yapmazlar. Aslında en temel fark bu. Psikologlar daha çok danışanın geçmiş yönleri üzerine çalışırken koçlar danışanın gelecek planları, adımları ve bu yolculuktaki motivasyonu üzerine çalışır.
Koçun görevi danışanını geliştirmek iken psikoloğun görevi danışanın baş edemediği tatsız durum ya da duygularla baş edebilmesini sağlamaktır.
Aldıkları eğitim alanlarında çok farklıdır: psikologlar insan ruh sağlığı üzerine yıllarca eğitim alırken Koçlukta eğitim anlamında bir alt yeterlilik aranmamaktadır. Buda çok belirgin ve çok önemli bir farktır.
UZUNDURUKAN: Profesyonel bir koçun yetkinlikleri ne olmalı, iyi bir koç hangi özelliklere sahip olmalı?
KOÇLUK YAPAN KİŞİNİN VİZYONU GENİŞ OLMALIDIR
TÜRK: İyi bir Koçun kesinlikle vizyonu geniş olmalı, diksiyonu güzel, konuşması anlaşılabilir ve pozitif bir bakış açısına sahip olmalı. Öz bakım ve imajı da kesinlikle önemli bence. Danışanı ile arasında doğru mesafe olmalı. Yani ne çok uzak ne çok yakın. Kendini sürekli geliştirmeli ve günceli de takip ediyor olmalı. Kişi din, dil irk ayırımı kesinlikle yapmamalı. Seanslarına kendi siyasi, dini görüşlerini yansıtmamalı. Önyargısız ve kesinlikle güvenilir olmalı. iyi bir dinleyici olmalı. Analiz yapma yeteneği yüksek olmalı, empatik ve tabi ki olmazsa olmaz iletişim becerileri yüksek olmalı. Bu özellikler çeşitlenip arttırılabiliniz muhakkak. Koç ne kadar donanımlı olursa danışanı da o kadar şanslı olur :)
UZUNDURUKAN: Profesyonel bir koç danışanında nasıl bir aydınlatma yaşatabilir?
TÜRK: Çalıştıkları konu üzerinde öncelikle iyi bir gözlemci, iyi bir dinleyici olacağının danışanının iç sesi olmayı başaracaktır haliyle. Etkin ve doğru soru sorarak danışanın (çalıştıkları konu ile alakalı) zorlandığı yada tıkandığı noktaları görüp nasıl açması gerektiği ile ilgili yine doğru sorular ile danışanına ilham ve destek vererek bu süreci yürütebilir. Tabi bu süreç danışanın konusu, yaşı, eğitimi, cinsiyeti, vb. değişkenlere göre değişiklik gösterebilir.
UZUNDURUKAN: Koçluk için ünvanlamanın önemi nedir? Mutlaka Acc, Pcc gibi mesleki yeterlilik belgesi alınmalı mi? Şu anda bu belgeler icin eğitim bedeli hayli yüksek. Mesleğe yeni başlamış koçlar için bu düşündürücü bir durum olarak karşılarına çıkabiliyor?
İYİ BİR KOÇ OLMAK İÇİN İYİ BİR EĞİTİMDEN GEÇMEK ŞART
TÜRK: Bu unvan ve derecelendirmeler ICF Uluslararası Koçluk federasyonunun aşamalı dereceleridir. Yani belli kriterleri kapsayan belli saat Koçluk eğitimi ve Mentör Koçluk eğitimi belli saat seans deneyimi ve belli sayıda danışan (Müşteri) kriteri gibi. Bu derecelendirmeler Koçun iyi eğitimli, titiz çalışan profesyonel ve tecrübe seviyesini de gösterir. Evet maliyetli ama güzel eğitimler. İmkânı olan Koçlar için tavsiye ederim. Ama imkânı olmayan Koçlar için söylüyorum kendilerini geliştirerek de çok rahatlıkla verimli ve başarılı Koçluk yapabilirler.
UZUNDURUKAN: Peki bir koç herkesi danışanı olarak kabul etmeli mi? Sadece danışanlar koçunu değil, koçlar da danışanlarını seçebilir öyle değil mi?
TÜRK: Tabiki Koçların da danışanlarını seçme hakki vardır. Verimli olabileceklerinden endişelerin, ya da başka özel sebepleri olabilir. Bu ilişkide iki tarafında verimli ve keyif alması çok önemlidir. O yüzden iki tarafta birbiri ile bu süreçte bulunmayı istiyor olmalı ki verimli olsun.
UZUNDURUKAN: Profesyonel koç yönlendirme yapamaz. Hiç ara ara tavsiyede bulunmak geçmiyor mu içinizden? Bu duyguyu nasıl idare ediyorsunuz?
TÜRK: Tabi bizim mesleğimizde yönlendirme yargılama yapamayız. İşinin ehli bir Koç etkin ve doğru sorular ile danışanına zaten yolu görmesinde yardımcı olacağı için yönlendirmeye gerek kalmıyor kalmamalı. Bende açıkçası o refleks yıllar geçtikçe azalarak bitti. Seanslardan Gonca kimliğimden uzak Koç Gonca olduğum için çok fazla yönlendirme dürtüm olmuyor. Olduğunda “Ben bir profesyonelim bu yönlendirmeyi yapmamalıyım telkini “fazlasıyla’’ işe yarar.
UZUNDURUKAN: Koçluğa yeni adim atmış koçlar nasıl yol almalı, ilk adımda neler yapmali, nelere dikkat etmeli?
TÜRK: Yine yukarıda belirttiğim kendi yürüdüğüm yolu şiddetle tavsiye ederim yeni meslektaşlarıma. Mutlaka zaman geçirmeden mesleğe adım atsınlar.
Hemen yüksek gelir hedefini koymasınlar ondan ziyade gelişim ve tecrübe hedefini koysunlar. Kendilerini geliştirip dönüştürmeyi asla bırakmasınlar. Çok okusunlar çok araştırsınlar. Etik kurallara uyarak mesleği icra etsinler. Sosyal olsunlar ve mesleğin ulaşılabilir her alanında girişken olsunlar.
UZUNDURUKAN: Bilinmeyen bir algı daha var. İnsanlar koçluk seans ücretlerini bazen pahali bulabiliyor ve koçluk desteği almak isteseler de buna bütçe ayırmak zor gelebiliyor. Bu konuda neler düşünüyorsunuz?
TÜRK: Özellikle ekonominin geldiği son noktadan sonra onları anlıyorum. İnsanlar önceliklerini kazançlarına göre belirliyor. Yeri geliyor sağlık hizmeti almayı erteliyorlar. Her sektörde hizmet almak pahalı olduğu için Koçluğun ekstra fazla olduğunu da düşünmüyorum şahsen. Ama şu da bir gerçek işinizde yeterince iyi iseniz bu meslekte kazanç sorunu olmaz. Bu konuda ben karamsar değilim açıkçası yeni Koçlar da olmasınlar. İnsanların öncelik sıralamasında rahatlıkla üst sıraya çıkabilir başarılı bir Koç.
UZUNDURUKAN: Önümüzdeki yıllarda, gelecekte koçluğu tam olarak nerde görüyorsunuz?
TÜRK: Koçluk zaten şimdiden geleceğin mesleği oldu. İleride çalışma alanlarının çok daha yaratıcı şekilde gelişip artacağını düşünüyorum. Tabi üniversitelerin mezunları ile birlikte çok fazla Koç olacağı için alanda açılacak mecbur. Bu durumun da danışanın farkındalığının ve koçların da donanım açısından çok daha gelişmesine sebep olacağını düşünüyorum. Gelecek nesilde her çocuğun /gencin Koç’u olacağını düşünüyorum.
Bir Yorum Bırakın