‘’KUMPAS SİYASETİ İLE VAROLANLARA MEYDANI BIRAKMAYACAĞIZ’’

GAZİANTEP’İ YENİDEN İNŞA VE İHYA EDECEĞİZ!

Gazeteci ve yazarlık kimliği ile tanınmaya başlayan ve daha sonra AK Parti’de aldığı görevlerle siyaset arenasında da önemeli bir figür haline gelerek tüm Türkiye’nin en çok etki gösteren ve tanınan siyasi kimliklerinden biri haline gelen Şamil Tayyar, son dönemde genel siyasete ilişkin açıklamalarıyla gündeme oluşturmaya devam ederken, Gaziantep yerel siyasetine ilişkin de İLERİ YORUM’a çok net açıklamalarda bulundu. Gaziantep’te egemen siyaset anlayışının şehre her açıdan zarar verdiğine değinen Tayyar, ‘’Güneş balçıkla sıvanmaz. Gaziantep’te siyasi rüzgarı değiştirmeye talibiz ve bu siyasi rüzgarı değiştirdiğimiz anda tüm mekanizmaların ihtiyaç duyduğu köklü değişim ve iyileşme sürecinin başlayacağına inanıyorum. Gaziantep’te artık çürürmüş siyaset anlayışı yerine geniş kitleleri içerisine alan bir birlik ve beraberlik oluşturma ihtiyacı vardır. AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanımıza asla muhalif olmayız, AK Parti’mizin ve Cumhurbaşkanımızın başarılarına devam etmesi için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz; ama ilk seçimlerde de mevcut siyasi düzeni dizayn edenlere meydanı bırakmayacağız” dedi.

AK Parti Gaziantep Milletvekilliği, MKYK üyeliği görevlerinin yanı sıra kaleme aldığı kitaplarla ülke gündeminin nabzını ve özellikle siyaset hafızasını sürekli canlı tutan Şamil Tayyar, son genel seçimde siyasi kendisine yönelik siyasi bir kumpas düzenlendiğine dikkat çekerek, ‘’Şahsımın ve Gaziantep’te beraber siyaset yaptığımız dava arkadaşlarımızı yıldıramadılar. Bizler bir koltuğa oturmadan da kente ve memlekete hizmet edilebileceğine inanan insanlarız. Erdemli insanlar için makam araç, hizmet amaçtır. Gaziantep’te artık çürürmüş siyaset anlayışı yerine geniş kitleleri içerisine alan bir birlik ve beraberlik oluşturma ihtiyacı vardır’’ ifadelerin kulandı.

TAYYAR, ANKARA’DA GAZETECİ AYDIN AKYÜREK VE MAHMUT ÖZKILIÇ’IN SORULARINI YANITLADI

Aktif siyasetten uzaklaştıktan sonra TGRT’de yorumculuğa devam eden, aynı zamanda çeşitli ulusal televizyon kanalların çeşitli programlarına da katılan ve geniş bir kitlesi bulunan X sosyal medya hesabından da alışılmışın dışında yorumlarıyla önemli detaylara dikkat çeken Şamil Tayyar, Gaziantep yerelinde ise çarpıcı ve net açıklamalarda bulundu. Gazeteci Aydın Akyürek ve Mahmut Özkılıç’ın sorularını yanıtlayan Tayyar, ‘’Yeni Gaziantep’i inşa ve ihya etmek için bazı projelerimiz var’’ İfadesiyle aktif siyaset için net mesaj verdi.

İŞTE İLERİ YORUM ADINA MAHMUT ÖZKILIÇ VE AYDIN AKYÜREK İLE ŞAMİL TAYYAR’IN SÖYLEŞİSİ…

İLERİ YORUM: Siyaseti bıraktığınızı açıklamıştınız, ancak siyasete tekrar dönüş yaptınız. Durum böyleyken, kamuoyu şu an, “Şamil Tayyar neden Gaziantep milletvekili değil?” sorusunun cevabını merak ediyor.

‘’KUMPAS İLE YÜZLEŞTİM AMA PES ETMEDİM’’

 TAYYAR: Milletvekilliğinden sonra aktif siyaseti bırakmayı düşündüm. Ancak Cumhurbaşkanımızın daveti üzerine yeniden MKYK’de görev alınca kendimizi aktif siyasetin içinde bulduk. Son milletvekilliği seçiminde ise bana maalesef bir kumpas kuruldu. O kumpası kuranlar da o gün için başarılı oldular. Haliyle siyasetin dışında kaldık ama siyasetten elimizi ayağımızı çekmiş değiliz. Hem Türkiye hem de Gaziantep siyasetinde önümüzdeki süreçte aktif rol almayı düşünüyorum. Siyasetle ilgili fikirlerimizi dondurmuş değiliz. Bunun çok sebebi var. Zamanı gelince o sebepleri de izah ederiz.

‘’YENİ GAZİANTEP’İ İNŞA VE İHYA ETMEK İÇİN BAZI PROJELERİMİZ VAR’’

Nasip olursa önümüzdeki dönemde yeni Gaziantep’i inşa ve ihya etmek için bazı projelerimiz var. Bunun için Gaziantep’in her köşesinde, Araban’dan İslahiye’ye, Nizip’ten Yavuzeli’ne kadar her ilçeden ve şehir merkezinden irtibatta olduğumuz insanlar var ve örgütlenmeye çalışıyoruz. Yeni bir güç birliği oluşturmaya çalışıyoruz. Biz Gaziantep’teki egemen siyaset anlayışını kökten değiştirmeye talibiz. Çünkü Gaziantep obez büyüyen bir şehir. Sağlıklı bir gidişat yok ve sorun üretiyor. Bu şekilde devam ederse yakın bir gelecekte infilak etme ihtimali hayli yüksek.

İLERİ YORUM: Gaziantep’e hakim bir siyasetçi ve gazetecisiniz, gelinen süreçte Gaziantep için genel bir özet yapmanızı istesek neler söylersiniz? 

‘’GAZİANTEP BUGÜN PATLAMAYA HAZIR BOMBA HALİNE GELDİ’’

TAYYAR: Gaziantep, son 20 yılında önemli atılımlar yaptı ve Türkiye’nin en dikkat çeken bir ili haline geldi. Ama son yıllarda patinaj yapmaya başladı. Çünkü Gaziantep’i büyüten ana gelişmelerden birisi hızlı sanayileşmeydi. Fakat sanayileşmenin süreci gerçek zeminde yürütülemedi. Bu çarpık sanayileşme bir dizi problem üretti. Bugün çarpık sanayileşmenin yol açtığı kontrolsüz göç ve bununla birlikte ihtiyaç duyulan eğitim, sağlık ve konut gibi taleplere cevap verilemediği için Gaziantep bugün patlamaya hazır bomba haline geldi. Bizim de bunlardan kaynaklı kaygılarımız var.

İLERİ YORUM: Kaygılarım var dediniz. Peki bu kaygıların giderilmesinin önündeki engeller nelerdir? 

‘’YENİ BİR HİKAYEYİ HAYATA GEÇİRECEK YENİ KADROLARA İHTİYAÇ VAR.’’

TAYYAR: Gaziantep, İbrahimli penceresinden bakılarak anlaşılmaya çalışılıyor ve bu da Gaziantep’in asli sorunlarını perdeliyor. Siz, Çıksorut ile İbrahimli arasında ortak bir yaşama kültürü geliştiremezseniz Gaziantep’i geleceğe taşıyamazsınız. Şu anda Gaziantep’te hakim olan siyaset anlayışı Gaziantep’in temel sorunlarını çözecek gibi görünmüyor. Bunun için ivedi olarak bu Gaziantep’teki egemen siyasi anlayışın yıkılması ve tasfiye edilmesi gerekiyor. Burada yeni bir anlayışa ve yeni bir hikayeye; bu bağlamda da yeni bir hikayeyi hayata geçirecek yeni kadrolara ihtiyaç var. Buna talibiz ve bunu  başarmak niyetindeyiz. Bunu başarabilirsek Gaziantep’te köhnemiş siyasi zihniyetin önümüzdeki dönemde tasfiye olacağını ve Gaziantep’in yeni ufuklara açılacağını düşünüyorum.

İLERİ YORUM: Gaziantep’te Ak Parti’de daha önce önemli görevlerde bulunan isimler toplantılar yapıyor. Sizde bu toplantıya davet edildiniz. Tabii, bu istişare buluşmaları kentte farklı yorumlara da neden oluyor. Sizce bu oluşumu nasıl tarif etmeliyiz?

‘’GAZİANTEP SİYASETİNİN YENİDEN ŞEKİLLENMEYE İHTİYACI VAR’’

TAYYAR: Gaziantep’te belirli arkadaşlarımız bazı toplantılar gerçekleştiriyor ve sürekli bir araya geliyor. O toplantılardan ve kişilerden endişelenmemeliyiz. O arkadaşlarımız sonuçta Gaziantep’in temel sorunlarını değerlendiriyor ve istişarede bulunuyorlar. Şehrin sorunlarına duyarlı gruplar ve şahısların bir gelecek kaygısı ile durum değerlendirmesi olarak değerlendirme yapmak gerekiyor. Hiç kimsenin de endişelenmesini gerektirecek bir durum yok. Bunu sadece AK Parti ile de sınırlamak yanlış olur. Bu değerlendirme ve istişare toplantılarında farklı kesimler ve gruplarla da istişareler yapılıyor. Biz bunları kamuoyuyla paylaşmadığımız için pek kimse bunu bilmeyebilir ama zamanı geldiğinde Gaziantep’in sorunlarına ve çözümlerine dair bir manifestoyu kamuoyuyla paylaşacağız. Şu anda bir durum tespiti, gözlem ve değerlendirme sürecinden geçiyoruz. 

‘’ARTIK SİYASETİ BEYAZ-SİYAH KUTUPLAŞMASINDAN ÇIKARMAK İSTİYORUZ’’

Muhtemelen 2026’nın ikinci yarısından itibaren bu düşüncelerimizi geniş kitlelere duyurma imkanımız olacak diye düşünüyorum. O zaman geldiğinde siyaset de hareketlenecek diye düşünüyorum ve ben 2027 yılından önce bir seçim olmayacağını düşünüyorum. Nasip olursa hem milletvekilliği hem de belediye başkanlığı seçimlerine çok aktif bir şekilde müdahil olmak düşüncesindeyiz. Bunun için illa ki bizim doğrudan işin içinde olmamız gerekmiyor. İhtiyaç olursa içinde de oluruz ama bu işin içinde olmamız gerekli olursa da bundan çekinmeyiz. Ama Gaziantep’in yeniden şekilleneceği bu siyasi süreçte aktif bir şekilde rol alacağız.

Biz Gaziantep’te siyaseti küçük ve dar bir grubun tekelinden kurtarmak istiyoruz. Siyaseti Gaziantep’in demografik yapısına uygun, daha kapsayıcı, daha kuşatıcı bir vaziyette yapmak istiyoruz. Artık siyaseti beyaz-siyah kutuplaşmasından çıkarıp gri alanları da topluma göstermek istiyoruz. Genel anlamıyla Gaziantep halkının gerçek iradesinin siyasete yansımasını istiyoruz. Artık kararlarda böyle küçük ve dar bir zümrenin değil, geniş kitlelerin etkili olacağı bir mekanizmanın kurulmasını istiyoruz.

İLERİ YORUM: Söyleşimizin başında kumpasa maruz kaldığınızı ifade ettiniz. Ancak o süreçte kamuoyuna yansımayan yönleriyle neler yaşandığı hep merak konusu oldu. Detaylarıyla o süreci anlatmak ister misiniz? 

‘’GAZİANTEP’İ BU KUMPASÇI ZİHNİYETTEN KURTARMAMIZ GEREKİYOR’’

TAYYAR: Seçim sürecinde ben MKYK üyesiydim. Parti hiyerarşisine bakıldığında benim milletvekilliği listesinden birinci ya da ikinci sırada olma ihtimalim yüksek görünüyordu. Toplumun büyük bir kesimi de aslında benim aktif siyasete dönme ihtimalimi adeta satın almıştı. Bundan rahatsız olan belirli çevreler benim siyaseten yolumu kesmek için Nurdağı ve İslahiye’nin deprem sürecini bir kumpasa dönüştürdüler. Bunda da bir ölçüde başarılı oldular. Sayın Cumhurbaşkanımızla elbette bir hukukumuz ve muhabbetimiz var, ancak o günün konjonktürel yapısı içinde kendimizi anlatma fırsatı bulamadık. Sonrasında mevzu anlaşıldı, haklı olduğumuz bir noktada tescil edildi ama iş işten geçmiş oldu. Bu bizim şahsımızın tasfiyesi ile sınırlı kalsa çok problem olmazdı ama bize kumpas kuran zihniyetin Gaziantep’i rehin alan o acıklı görüntüsü bizi ziyadesiyle üzmeye başladı. Ne yazık ki şu anda Gaziantep’te sivil siyasette, bürokraside, toplum üzerinde etkisi bulunan sivil toplum kuruluşları da bu kumpasçı vesayet zihniyetinin esareti altında. 

İLERİ YORUM: Peki, Şamil Tayyar bu değişim çalışmalarında aktif rol oynayacak mı? 

‘’KİŞİLERE BAĞLI BİR DEĞİŞİM BAŞARILI OLAMAZ’’

TAYYAR: Gaziantep’te bahsettiğimiz yeni bir değişim hareketinin başarıya ulaşması için illa ki Şamil Tayyar’ın bir mevkide ya da makamda olması gerekmiyor. Bu değişim hareketini gerçekleştirecek kadroların önünü açmak gerekiyor. İçinde biz olursak oluruz, olmamalıysak başka arkadaşların yolunu açarız. Ama biz işte bu rüzgarı tetiklemek istiyoruz. Kimlerle nasıl olması gerekiyorsa o yolu açmak istiyoruz. Bizim Gaziantep’i bu kumpasçı zihniyetten kurtarmamız gerekiyor. Biz buna talibiz ve başarılı olacağımızı düşünüyorum. Ben, yeni dönemde bu kumpasçı zihniyetin tümden tasfiye olacağını düşünüyorum.

İLERİ YORUM: Kent siyasetindeki bu değişim girişimi başarılı olursa yansımaları nasıl hissedilir, bu konudaki öngörüleriniz nelerdir? 

‘’SİYASETTEKİ DEĞİŞİM TÜM ALANLARDA HİSSEDİLİR’’

TAYYAR: Gaziantep siyasetindeki genel değişim, Gaziantep’teki bütün kurumları ve konuları etkiler. Yani bir domino etkisi yapar. Siyasetteki değişimin bütün odalara ve STK’lere yansıması olacaktır. Aslında biz, bir anlayışın yıkılması gerektiği ve bir zihniyet devrimine ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Biz buna talibiz. Mesele sadece şahıslar değil. Siyasette güçlü bir dönüşüm rüzgarı eserse Gaziantep’in her kesimi bundan etkilenecek ve herkes kendine çekidüzen verecektir. Yani halk iradesinin yönetime daha güçlü yansıyacağı bir rüzgarı estireceğiz. Bunu başarabiliriz. Gaziantep’teki yerleşik köhne statükonun yıkılmasını istiyoruz. Bu mesele AK Parti meselesi değil, Gaziantep’in sorunlarının kendine dert edinmiş bir iradenin etkin ve güçlü hale gelmesi arzusu var. Bu tüm partilerle ilgili bir durumdur. Bu domino etkisini oluşturabilirsek hiç kimse bunun dışında kalmaz. Gaziantep’te arzu edilen manzara AK Parti ile ilgili değil. Biz alternatif bir teşkilatlanma çalışması içinde değiliz. Gaziantep ile ilgili sorunlarını görüp bunlara çözümler üreten bir duyarlılık ve düşünce akımı olarak bakıyoruz bu duruma.

İLERİ YORUM: Ülke siyasi tarihinde Altan Öymen, İsmail Cem İpekçi ve Oktaş Ekşi gibi duayen gazeteciler siyaset yapmışlardı. Yakın tarihte ise, Ömer Çelik, Şamil Tayyar, Enis Berberoğlu, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay, Barış Yarkadaş, Mehmet Metiner isimlerini gördük. Ancak istisnalar olsa da genele baktığımızda gazetecilerin siyasi kariyerleri uzun sürmüyor, bu bir tesadüf müdür? 

‘’SORGULAYICI AKLA GÜNÜMÜZ TÜRKİYE’SİNDE TAHAMMÜL YOK’’

TAYYAR: Siyaset alanı, gazeteciler için aslında en uygun alandır. Fakat zaman içinde siyaset, demokratik teamüllerden uzaklaştıkça gazetecilerin siyaset yapma şansı da o ölçüde azalmıştır. Çünkü gazeteciler, özü itibariyle sorgulayan, araştıran, inceleyen, bir irade ortaya koyan, inisiyatif kullanan insanlardır. Bu yönü onu biraz muhalif bir çizgiye taşır. Hangi siyasi partiden olursanız olun, sorgulayıcı akla günümüz Türkiye’sinde çok fazla itibar edilmiyor ve tahammül yok. Oysa demokrasi dediğimiz şey bir tahammül rejimidir. Farklı görüşlere ve fikirlere açık olmak ve onlara tahammül etmek gerekiyor. Sizin farklı fikrinizi ifade etmeniz aykırılık olarak tarif edilse de oysa siyaset kurumu tekdüze bir organizasyon değildir. Bu siyaseti köreltir. Bu durum gazetecilerin de sistemde yer almasını engelliyor. Bugün parti içi demokrasinin güya en güçlü olduğu partilerden biri CHP’dir. Ama gazeteci kökenli isimlere orada da çok fazla hayat hakkı tanınmadı. Birçok gazeteci ilk döneminden sonra siyasetten tasfiye edildi. Bu siyasetin genel bir problemidir. Konuşan, düşünen, tartışan isimler siyasette çok fazla istenmiyor. Batılı anlamda bir siyaset anlayışı hakim olsa gazetecilerin siyaset sahnesinde daha fazla rol alması mümkün olabilir.

İLERİ YORUM: Gazeteci siyasetçiler konusunu biraz daha açarsak, iddia ettiğiniz gibi kumpasa maruz kalmanızda gazetecilikte popüler ve tanınan bir isim olmanızın etkisi olduğunu düşünüyor musunuz, daha açık bir ifadeyle gazeteci olmanın siyasette handikaplarını hissettiniz mi?

TAYYAR: Popüler isimler siyasette ya da toplumun herhangi bir alanında harekete geçtiğinde desteklendiği kadar düşmanları da olabiliyor. Ne yazık ki birçok hadise mevki ve makam üzerinden değerlendirmeye tabii tutulduğu için popüler isimlerin sahaya çıkışı mevki ve makam isteyenleri ürkütebilir. Bu hayatın doğasında var ve sizin de buna karşı hazırlıklı olanız gerekir. Bizim belki de en önemli eksiğimiz bu konuda hazırlıksız yakalanmış olmamızdır. Genel merkez açısından herhangi bir problemimiz olmadığı gibi Cumhurbaşkanımızla ilişkilerimizde de hiçbir problemimiz yok. Ama siyasette ne yazık ki bizim ülkemizde yükselmek, birilerinin sırtına basarak sağlanıyor. Oysa tatlı rekabetlerin ötesinde belden aşağı işler yıpratıcı oluyor. Ama bu kumpasçıların da uzun vadede zararına olur ve onların da sonunu hazırlar, mevki ve makamlar onlara da yar olmaz. Burada önemli olan statü olarak nerede olduğunuz değil, toplumun vicdanı ve gönlünde yer almaktır. Belki milletvekilliği, bakanlık ya da yönetici sıfatınızı kaybedersiniz ama toplumda mutlaka karşılık bulursunuz. Bu da sizi geleceğe taşır. Bugün bakanlık, başkanlık, milletvekilliği yapmış kişilerin sokağa çıkamadıklarını görebiliyoruz. Ama bizim Türkiye’nin her yerinde çok şükür sokakta başımız dik ve alnımız açık dolaşabiliyoruz. Bu her türlü makamdan daha kıymetlidir.

İLERİ YORUM: Son genel seçimde isminiz farklı partilerle anıldı, ama bu konuda bir açıklamanız olmadı. O süreçte herhangi bir siyasi partiden teklif aldınız mı, somut bir görüşme yaşandı mı? 

‘’HER ŞARTTA SİYASET YAPALIM DİYE BİR DERDİMİZ YOK’’

TAYYAR: Seçim sürecinde farklı siyasi partilerden teklifler aldım. Hepsine teşekkür ederek geri çevirdik. Bunların hepsini tek tek sayamaya gerek yok. Açıkçası biz, bize teklifle gelenlere şunu söyledik, bizim parti içinde yanlış bulduğumuz mevzular var, onlara itirazımızı dile getiriyoruz, bir yol kazası olsun istemiyoruz, AK Parti’mizin ve Cumhurbaşkanımızın başarılı olmasını istiyoruz. Bizim çabamız bununla ilgili. Biz her şartta siyaset yapalım diye bir derdimiz yok. Mesele illa bir belediye başkanı ya da milletvekili olmak olsa ben bugün bir başka partiden milletvekili de olurdum, belediye başkanı da olurdum. Temel kaygım makam olsa bunlar olurdu zaten. Ama biz bunları bir fırsat olarak görmüyorum. Benim derdim ölünceye kadar makamda kalmak değil. Türkiye’nin ve Gaziantep’in iyi yönetilmesini hedefliyoruz. İlla biz bu yapının içinde olmak zorunda değiliz. Olmamız gereken yerde oluruz. Ama şunu belirtmeliyim ki; seçim sürecinde hiç kimsenin kapısını çalmadım, hiç kimseden bir talepte bulunmadım; fakat benim kapımı çalan çok oldu. Biz de bunlara gereken cevabı gereken şekilde verdik.

İLERİ YORUM: Son dönemde partiler üstü paylaşımlarınız dikkat çekiyor. Özellikle AK Parti’ye yönelik yorum ve önerileriniz nedeniyle hakkınızda muhalif tanımı yapılmaya başlandı. Parti içerisinden tepki alıyor musunuz? 

‘’CUMHURBAŞKANIMIZIN TOLUMLA YENİ İLETİŞİM KANALLARINA İHTİYACI OLDUĞUNU SÖYLÜYORUZ’

TAYYAR: Ben, uzun süredir siyaseten birtakım uyarılar yapıyorum. Buna eleştiri demiyorum ben, yapıcı uyarılar diyorum. Ama bize muhalif yaftası vurmak isteyenleri görüyorum. Ben muhalif değilim. Ben nasıl muhalif olacağım, parti mi değiştireceğim? Ne benim ne de benim arkadaşlarımızın ne öyle bir niyeti olabilir ne de bir yaklaşımı olabilir. Benim Cumhurbaşkanımıza karşı her zaman bir muhabbetim ve sevgim olmuştur, kendisi yakın tarihin en güçlü lideridir. Fakat biz bu önerilerle Cumhurbaşkanımızın etrafını kuşatarak onun gözünü bağlamaya çalışan insanların etkisini kırmaya çalışıyoruz. Eskiden böyle bir endişe yoktu. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtikten sonra Cumhurbaşkanımızın etrafında kümelenen grupların etkisinin daha fazla olmasına sebep oldu. O da haliyle toplumla Cumhurbaşkanımız arasındaki mesafeyi açtı. Biz bu mesafenin açılmasına itiraz ediyoruz, toplumla bağının güçlenmesi gerektiğini söylüyoruz ve Cumhurbaşkanımızın tolumla yeni iletişim kanallarına ihtiyaç olduğunu söylüyoruz. Bizim yaptığımız bu. Ama bundan rahatsız olanlar, cumhurbaşkanımızın azametini kendi gölgesi zannedenler bu itiraz kültürüne tepkililer ve bunu dile getirenlerim tasfiye etmeye çalışıyorlar. Bu girişimle kendi iktidarlarının bozulmasını istemiyorlar. Bu da hem partimize hem de Cumhurbaşkanımıza verilen en büyük zarardır.

İLERİ YORUM: Geçtiğimiz günlerde ülke genelinde FETÖ’nün yeniden yapılanmasına yönelik bir operasyon yapıldı. Geçmişte de FETÖ ile ilgili yargısal uyarılar yaptığınızı biliyoruz. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz? 

‘’FETÖ SÜRECİNİ RANTA DÖNÜŞTÜRENLER BUGÜN DE EMNİYET VE YARGI ÜZERİNDE ETKİLİLER’’

TAYYAR: 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ ile mücadelede ciddi bir aşama kaydedildi. FETÖ’nün 15 Temmuz’daki gibi bir darbe teşebbüsünde bulunma ihtimali yüksek ölçüde kırıldı. Ancak bu tarz örgütler öyle bir çırpıda yok edilmezler. Güçlendiklerinde aynı reenkarnasyon örneğinde olduğu gibi bir başka bedende vücut bulurlar. Son yıllarda FETÖ ile mücadelenin bir miktar sulandırıldığını görüyoruz. Bundan cesaret alarak siyasette, bürokraside ve devlet gücünün kullanıldığı birçok alanda FETÖ’nün kalıntılarının etkili hale gelmeye başladıkları görülmüştü. Ancak FETÖ’nün yeni yapılanmasına yönelik bu zincirin kırılması açısından yapılan FETÖ operasyonları son derece önemlidir. FETÖ’nün yeni yapılanmasının önemli bir kısmının Gaziantep’te olması hayli düşündürücüdür. Eğer biraz geriye doğru gidecek olursak, zamanında FETÖ Borsası konusunda yaptığımız uyarılar yerini bulsa ve mücadelede tavizler verilmeseydi belki bugünkü FETÖ operasyonların gerek kalmayabilirdi. Ama gecikmeli de olsa bugünkü FETÖ operasyonlarını önemsiyorum. Fakat burada dikkat edilmesi gereken en önemli hususlardan biri, geçmişte FETÖ olaylarından kendine rant devşirenler olduysa bugün de bunu fırsata çevirmeye çalışanlar ve bunun bir kazanca dönüştürmeye çalışanlar olabilir. Buna engel olunması gerekiyor. Bahsettiğim yeni Gaziantep’in inşa ve ihya süreci bu açıdan önemli. Geçmişte FETÖ sürecini ranta dönüştürenler bugün de emniyet ve yargı üzerinde etkililer. Bunların bu etkilerinin kırılması gerekiyor. Kırılmaz ise bugün FETÖ’nün yeni yapılanmasına yönelik operasyonlar yarın da gerekli olabilir diye düşünüyorum.

İLERİ YORUM: FETÖ borsası konusundaki uyarılarınız gündem olmuştu. Gelinen süreçte FETÖ ile mücadele konusunda başarılı olundu mu, bundan sonraki süreçte neler yapılmalı? 

‘’CEZASIZLIK ALGISI FETÖ’NÜN İHANET KESİMİNİ CESARETLENDİRDİ’’

TAYYAR: Ülkemizde yasal anlamda bir problem yok. Ne kadar yasa çıkarırsanız çıkarın, esas olan uygulamadır. 15 Temmuz sonrasında ilk dönemde kitleler daha duyarlıydı ve mücadele çok etkin şekilde verildi. Ama süreç içinde bu süreç sulandırıldı. En başında Sayın cumhurbaşkanımızın en başında tarif ettiği kategorik yaklaşım çok doğruydu. Yani yukarıda ihanet, ortasında ticaret, en altında da ibadet tespiti ve kategorik yaklaşımına göre devam edilse bugün birçok sıkıntıyı konuşmuyor olurduk. FETÖ’nün ibadet kısmı sosyal hayata entegre edilmeli, ticaret kısmı tasfiye edilir ve tüm kaynakları kurutulmalı ve ihanet kesiminin de kellesi alınmalıydı. Kellesi alınmak dediğimiz tabi ki yasal anlamda gereken cezalandırmalardır. Bu yapılmadı, zaman içinde parası ve imkanı olanların kendini kurtarabildiği, imkanı ve parası olmayanların da mahkum olduğu bir sürece dönüştü. Bu da haklı olarak bir cezasızlık algısı oluşturdu ve FETÖ’nün ihanet kesimini cesaretlendirdi.

‘’FETÖ BORSASI İLE ZENGİNLEŞNLER OLDU’’

 FETÖ Borsası uyarımız maalesef dikkate alınmadı ve ne yazık ki büyük paralarla kendine fırsat oluşturup buralardan zenginleşenler de oldu. Avukatından hakimine ve savcısına kadar çok sayıda zenginleşen oldu. Buradaki esas mesele yasadan ziyade FETÖ sorunun çözme iradesidir. Ama ben görüyorum ki bu mücadeleyi sekteye uğratanlar kendi iktidar alanlarının genişlettiler ve FETÖ’nün palazlanmasını sağladılar. Bizim gibi isimlerin tasfiyesi, bu mücadelenin önünde engel olduklarını gördükleri isimlerin tasfiyesi onların önünü açtı. Ne yazık ki bu konuda Cumhurbaşkanımıza sağlıklı bilgiler verilmediğini görüyorum. Aksi halde cumhurbaşkanımız bunlara fırsat vermezdi. Türkiye’de en sağlam ve kararlı duruşu gösteren Cumhurbaşkanımızdır. Ama kendisinin etrafında öyle bir halka oluştu ki kendisine sağlıklı bilgilendirme mekanizması maalesef yok. Çünkü sonuçta Cumhurbaşkanımız da birilerine inanacak ve güvenecek. Ama o kanalları dinamitlediler, Cumhurbaşkanlığı makamına ulaşan sağlıklı bir veri akışı yok diyebiliriz.