Bir ülke düşünün taşı, toprağı altından daha değerli. Bir de bu ülkenin gençlerini düşünün eşi, benzeri bulunmayan. Ama yanlış yönlendirmelerle hepsi hedefini şaşırıyor.
En kolayı eğitim mesela. Kimin neye yeteneği var merak etmiyoruz, kim hangi derste daha iyi, kim hangi derste daha başarılı bakmıyoruz. Öğretmenleri, velileri, eğitim sistemi hangi dersi kötü ise ona yönlendirmeye çalışıyoruz. Ama aslında türkçesi ve dil edebiyatı iyiyse bunun üstüne düşersek belki çok güzel bir yazar ya da edebiyat öğretmeni olacak. Hayır matematik kötü mü hemen matematik için eğitim aldırıyoruz malesef o çocuk asla onu anlamayacak; bilmiyoruz bunu... Bu eğitim 6 aylık bir bebeğe, emeklemeden yürütmeye benziyor.
EĞİTİM SİSTEMİNE GİRMİŞKEN BİZ GENÇLER NE İSTİYORUZ?
ONU KONUŞALIM BİRAZ....
Gençler olarak bir şeylere kolay ulaşmak istemiyoruz mesela, ama bu emeklerimizin boşa gitmesi anlamınada gelmiyor. 2 yıl, 4 yıl, 6 yıl okuduktan sonra boşta kalmak istemiyoruz. O kadar emek verdikten sonra mezun olarak işlerimizin başına geçmek istiyoruz. Şu an da fabrikalar, inşaat şirketleri vs. mezun olup atanamayan öğretmen, mühendis, mimar dolu. Biz istediğimiz meslekleri yapmak istiyoruz, mecbur olduklarımızı değil..!
Belediyelerin yaptığı 3 takdir getir bisiklet hediye kampanyaları mesela çocukları asla eğitime itmiyor. Evet bakarsanız o çocuk takdir belgesini kolay almıyor ama bir şey de elde ederek kazanmıyor. O yüzden ne aldığı ayakkabının ne de aldığı bisikletin değerini biliyor. Belediyenin dağıttığı çoğu bisikletleri alan kişiler sattılar mesela, çünkü bir şey elde ederek almadılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan "Yakın çevrenizden başlayarak ülkemizi, imkanınız olursa dünyayı gezip görmek, farklı kültürleri tanımak için şartlarınızı zorlayın" ifadelerini kullanmıştı. Ama biz gençler kendi ülkemizde bile aktivetelere ücret ayıramıyoruz. Bir sinema öğrenci ücreti bile 115 TL, bir bowling salonunda öğrenci 159 TL olmuş. Bakarsanız bu öğrencinin yol, yemek, içecekle birlikte en az 500 TL sine mal oluyor. Günümüz geçimine göre çok zor şartlar altında öğrenciler okuyor. Yani bırakın ülkeye çıkmak şu an şehir dışına bile çıkıcak bütçeleri. En kötü kendi şehirlerinde aktivetelere bile ücretleri yok. Bu demek oluyor ki '' Bir kaşıkla verdikleri zamı, kepçesiyle geri istiyorlar.''
Demem o ki;
Biz öğrencilere ilgi alanamız olan derslere yöneltmenizi istiyoruz. Matematiğimiz kötüyse bırakın öyle kalsın, edebiyatım iyiyse belki öğretmen, yazar vs. olacağım. Uzun lafı kısası, bırakın ne ekiyorsak onu biçelim. Ben bu ülkeden gitmek değil, bu ülkeyi çok daha güzel ve eğitimli bir yer olarak görmek istiyorum. Bu vatan bize emanet edildi biz de gelecek nesillere çok güzel şekilde bırakmak istiyoruz. Her yeni yılda biraz daha teknoloji de çağ atlıyorken geri gitmemizin anlamı yok. Yeni nesil bizim eserimiz olacak.
Bir Yorum Bırakın