Bir şehirde hayata geçirilen planlamalar, çalışmalar ve sosyal hayata yapılan dokunuşların ortak paydasına 'İNAT' var ise, ''ben yaptım oldu'' deniliyorsa, burada bir hizmet azminden ve katılımcı anlayıştan bahsetmek abesle iştigal olur. Çünkü azimle inat arasındaki fark, akıldan başka bir şey değildir. Akılla direnme azimdir. Akılsız direnme ise inattır. Bunun başka tarifi olamaz...
***
Yaşadığımız kent Gaziantep'te hayata geçirilen uygulamalara bu pencereden baktığımızda, pozitif yorumlar yapmak malesef mümkün olmadı bugüne kadar... Trafiği gitikçe büyük sorun haline gelen, göç almaya devam eden, hızlı ama düzensiz gelişen, Türkiye'nin İstanbul'dan sonra en pahalı kenti olmaya aday bir şehir modeli ile karşı karşıyayız. Kentin tarihi dokusu kaybolurken, yanlış imar planlamaları ve inadına uygulamalar geçmişten bugüne devam edip gidiyor.
MESELA;
Gaziantep'te birçok oda başkanı, STK'lar ve yüzlerce sağduyulu vatandaş sosyal medyadan, Devlet Demiryolları’nın (TCDD) GAR Restoranın VİP salonu yapılması kararını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini ısrarla dile getiriyorlar. Ama tüm direnmeye rağmen inatla 60 yıllık Gar Restorant, VİP Salon olacak. Bu kentte yaşayanları mutlu ve memnun etmeyen bu uygulamadan geri adım atmak çok mu zor? İnanın anlamış değilim.
***
Hafta içerisinde bu konuyla alakalı yazı kaleme almam konusunda çok telefon aldım. Aslında, GAR Restorant mevzusu aslında son nokta. Gaziantep'in nereden nereye geldiğini anlamak ve inandına uygulamaların neler kaybettirdiğini görmek için büyük resmi okumak ve biraz tarih sayfalarını karıştırmak gerekiyor.
***
HERMAN JANSEN PLANINDAN, GAR RESTORANT'IN VİP SALON OLMASINA KADAR NELER YAŞANDI BU KENTTE NELER!?
Türkiye’de modern kentlerin oluşumunda Prof.Hermann Jansen’in planlama anlayışının önemli bir yeri olduğunu herkes bilir. Alman mimar ve şehir plancısı Prof. Hermann Jansen, Gaziantep'in ilk imar planına da imza atmıştı. O imar planında yeşil alan olarak yer alan Değirmiçem bölgesi inadına bir uygulama ile imara açıldı. Buradaki hızlı yapılaşma bugünlerdeki trafik çilesininde temelini attı.
Sağduyu ile karşı çıkanlar o tarihte de sonuç alamadı...
***
Prof. Hermann Jansen'ın planı geçmişte her akçeli imar tadilatında gündeme gelmiştir. Bu plana tam anlamıyla uyulmayınca, kentin etrafına örülen yapılaşmalar havamızı bozdu. Belediye meclislerindeki imar uygulamaları sürekli mahkemelere taşındı. Bir taraf direnirken, diğer taraf inandına kararda ısrarcı oldu.
Sağduyu ile karşı çıkanlar sonuç alamadı...
***
Metro bölgesindeki imar uygulaması günlerce gündemi meşgul etti. Muhalefet mahkemeye taşıdı. Daha birçok yanlış imar uygulamaları ve emsal kararlarla kent hormonlu büyüyen bir yaşam sitesine dönüştü.
Sağduyu ile karşı çıkanlar sonuç alamadı...
***
Biraz daha geçmişe gidelim.
Kente AVM'lerin getirilmesi konuşuldu. İlk AVM yapılacağı zaman kentin odaları, STK'lar ve özellike esnaf odaları karşı çıktı. Vazgeçildi mi? Elbette hayır. Bir değil onlarca AVM yapıldı. Küçük esnaf ve kent trafiği yeni sorunlarla baş başa kaldı.
Sağduyu ile karşı çıkanlar sonuç yine sonuç alamadı...
***
Dünyanın en zengin mozaiklerine sahip Zeugma'nın baraj suları altında bırakılmasına da sağduyu karşı çıkmıştı. Zeugma kazıları sırasında gün ışığına çıkarılan ve bugün sular altında kalan Roma villaları, çeşitli özellikleri ile Gaziantep mimari tarihinin en önemli halkaları idi. Bu konu Gaziantep'te değil, Dünya'da gündem olmuştu. Asırlık tarihin sular altında kalmaması için karardan dönüldü mü? Hayır.
Sağduyu ile karşı çıkanlar sonuç yine sonuç alamadı...
***
Yakın tarite, 'Rum Kale Bölgesi tarihi bir doku, buraya Cam Teras yapmak akılcı değil' diyenlere kulak verildi mi? Elbette Hayır. 'Oldu bitti maşallah' denildi. İleride farklı yapıalaşmalara da emsal bir Terasımız var artık.
Sağduyu ile karşı çıkanlar sonuç yine sonuç alamadı...
***
Gaziantep Panorma Müzesi yapımında da yine benzer şeyler yaşandı. Bazı kesimler, ''fikir güzel ancak müzenin yeri yanlış. O bölgeye yapılırsa kalenin silüeti bozulur'' dese de, karar değişmedi.
Sağduyu ile karşı çıkanlar sonuç yine sonuç alamadı...
***
Kent sporunun tarihi, yaşayan müzesi Kamil Ocak Stadyumu yıkılmasın diye görüş belirtenler sonuç alabildi mi?
Kentin gardının düştüğü noktalarda dört elle sarıldığımız Organize Sanayi Bölgesi'nin yapılaşdığı bölgeye ne demeli! Ne çabuk unuttuk!? Özellikle, ''4. Organize Bölgesi'nin yeri tarım arazisi buraya imar izni verilmemeli'' diye karşı çıkanlar nerede şimdi? Yoksa arsa kapma telaşına mı girdiler!
Tarım arazileri yok olmasın diyen sağduyu da sonuç alamadı.
***
BUGÜNDE DURUM FARKLI DEĞİL
''Gaziantep Valilik Binası yıkılmasın' diyor büyük bir kesim. ''Dülük Orman alanı yanına Medeniyetler Şehri Projesi yapılmasın. Başka alanda inşa edilsin'' diyor bu kentte yaşayanların büyük kısmı.
Peki bu kararlardan dönüldü mü? Hayır.
***
Şimdi GAR Restorant VİP Salon yapılmasın diye direnenlere sesleniyorum. Hiç kendinizi yormayın. Bu kentin Valisi, milletvekilleri, Büyükşehir Belediye Başkanı GAR Restornat'ın tarihe gömülmesine tepki vermiyorsa, yapacak çok fazla birşey olmadığını düşünüyorum.
Bu isimlerden iki kelime duymak istiyor insan. Ya, ''Evet VİP Salon yapılması doğrudur'' diyebilirler. Veya, ''Kent mutlu değilse, bu karardan vazgeçilmesi için konuyu takip edeceğiz'' diyerek, bir kez olsun bu kenteki yaşayanların seslerine kulak verirler. Okuyan, konuşan istişare eden, Ortak akılla hareket eden Gaziantep ne oldu Allah aşkına...
Kent Lobi gücünü kaybediyor. Kılavuzlu barajının 80 milyon TL’lik ödeneğinin Kahramanmaraş’a aktarılmasını Şamil Tayyar'dan başka kimse gündeme getirdi mi? Bu kentin yaşamsal alandaki sorunlarının çözümünde dahi birlik ve beraberliği sağlayamaz hale gelmişiz. VİP Salon sorunun okyanusta bir damla, asıl sorun dağişmesi gereken zihniyetlerdir.
***
SONUÇ OLARAK;
Siyaset ve siyasetteki tarafgirlik damarı çok iyi yönetilmeli ve dengede tutulmalı. Bir kentte yaşayanları mutsuz eden uygulamalara tepki vermemek izah edilir bir durum değil.
BAKIN;
Geçmişte Suriyeliler kentimize ilk gelmeye başladığında dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, sağduyuya kulak verip hemen GÖÇ SEMPOZYUMU düzenlemişti. Sempozyumda, o dönem 100 bin olarak ifade edilen göçün sıkıntı oluşturacağını sadece kadın ve çocukların kontrolü kente alınmasının doğru olacağını ifade etmişti.
Kentteki sağduyunun istediği açıklamayı yapan Asım Güzelbey, kendi partisini eleştiriyor diye Milliyet Gazetesi'ne manşet olmuştu. Ardından Başbakan Yardımcısı Yalçın Doğan aramış ve ''Siz ne yapıyorsunuz? demişti. O dönem Asım Güzelbey'e kulak verilse idi belki kent o göçü daha sağlıklı bir şekilde yönetebilirdi.
***
Bugün ise, GAR Restorant'ın VİP Salon yapılmamamasının yanlış olduğunu GSO Başkanı Adnan Ünverdi ve GTO Başkanı Tuncay Yıldırım yürekli bir şekilde çıkıp söyledi. Sosyal medyada geniş bir inceleme yaptım. Kent tarihi konusunda hassas bazı isimlerin dışında kenti yönetenlerden ÇIT yok.
DEMEM O Kİ;
Yaşadığı kentteki insanların mutluluğu ve memnuniyeti için gerçekleri makam kaygısı taşımadan dile getirenler her zaman gök kubede hoş bir sada bırakır.
Bu kentin ortak aklı, müşterek aklı ve katılımcı anlayışı yok olduktan sonra GAR RESTORANT, VİP Salon olmuş çok mu?
***
SON SÖZ
Felsefe doğruları tarafsızca arar; çünkü doğrularda tarafsızlık esastır.(Zata)
Bir Yorum Bırakın