Gazeteciler siyasete girdikten sonra, olaylara siyasetçi gibi değil de gazeteci içgüdüsü ile bakınca, aykırı şeyler söyleyebiliyorlar. Gazeteci-siyasetçiler, bu çıkışlarıyla bazen parti içinde, bazen de genel siyasette beklenmedik durumların ortaya çıkmasına neden olabiliyorlar. Burada, bulundukları makamları ellerinin tersiyle iterek, eleştiri veya özeleştiri kapsamında gerçek düşüncelerini ifade edenlerle, ‘siyaset hakim’ sözler sarf edenleri ayırmamız gerekiyor.
***
Gazetecilerin aktif siyaset yapması konusu çok tartışıldı ve halen tartışılıyor. Günümüzde TV’lere baktığımızda siyasete atılmış ve partisinin formasını giymiş gazetecilerin yorumları pek tatmin edici bulunmuyor. Siyasi açık oturumlar, fikir tartışmasından öte, siyasi kimlikleri olan gazetecilerin ikna yarışına dönüşüyor. Küçük bir analiz ile siyaset öncesi ve sonrası söylemlerin ne kadar çelişkili olduğunu görebiliyoruz. Tabii bazı istisnalar hariç.
***
AVRUPA’DA DURUM ÇOK FARKLI
Avrupa’nın birçok kentinde gazetecilerin siyaset yapmasını sınırlamak için radikal çizgiler çizilmiş. Hepimizin yakından takip ettiği BBC, The New York Times, Guardian ve daha birçok yayın organı hem mesleğin, hem kurumun bütünlüğünü korumak açısından sınırı net bir şekilde çizmiş; ‘’Gazeteci siyasete karışamaz! Bırakın aday olmayı, bir parti için kampanya yapamaz, adayları öne çıkaramaz, seçim yarışında yakasına rozet bile takamaz…’’
***
ÜLKEMİZDE YÜZLERCE GAZETECİ SİYASETE ATILDI
Ülkemizde bugüne kadar yüzlerce gazeteci siyaset arenasında boy gösterdi. Geçmiş tarihte, Bülent Ecevit, Altan Öymen, İsmail Cem İpekçi ve Oktaş Ekşi gibi duayen gazeteciler siyaset yapmışlardı. Yakın tarihte ise, Ömer Çelik, Şamil Tayyar, Enis Berberoğlu, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay, Barış Yarkadaş , Mehmet Metiner ve daha onlarca gazeteci aktif siyasette yerlerini aldılar. Bu isimler çoğu zaman siyasetçi olduklarını unutarak, kamuoyunu şok eden açıklamalar yaptılar. Ancak, çok sıkıntılı süreçler yaşadılar.
***
ŞAMİL TAYYAR VE ALTAN ÖYMEN
Son yıllarda, gazetecilikten siyasete atılan isimler arasında AK Parti MKYK üyesi Şamil Tayyar’ın çıkışları bana, CHP’de siyaset yapan Altan Öymen’i hatırlatmıştır hep.
Banker Kastelli haberiyle meslektaşlarını atlatan duayen gazeteci Öymen, Bülent Ecevit’in davetiyle siyasette girse de asla gazeteciliğinden ödün vermez. Siyaseti bırakır. Bir süre sonra tekrar siyasete girer. Ama gazetecilik hırkasını asla çıkartmaz. Siyaset arenasında doğru bildiklerini söylemeye devam eder.
***
Yakın tarihte ise, Şamil Tayyar’ın gazetecilik ve siyaset arenasında yaşadıkları Altan Öymen’in hayatından çok farklı değil. Şamil Tayyar’da aykırı açıklamalarıyla siyaset ve gazetecilik arasından adeta mekik dokuyan bir isim haline geldi.
Siyasete girdikten sonra, gazetecilik refleksiyle çok önemli çıkışları oldu. Yazdıklarıyla, söyledikleriyle başı çok ağrıdı. Hakkında birçok dava açıldı, yargılandı hatta hapis cezaları da aldı.
Siyaset arenasında da Star Gazetesi’nde köşe yazıyor gibi konuşunca, her söylediği olay oldu.
2017 yılındaki bir açıklamasında, ‘’Cumhurbaşkanı Erdoğan'a FETÖ'cü hakim- savcılarla ilgili gerçek bilgiler aktarılmıyor’’ dedi.
Yine aynı dönem, ‘’FETÖ Borsası’’ söylemi gündeme bomba gibi düştü.
2016 yılında Beyaz TV’deki programda, "Aziz Yıldırım FETÖ'yle pazarlık masasına oturmuştur" iddiası da spor ve siyaset kamuoyunda uzun süre tartışıldı.
***
Genel siyasi yorumlarının yanı sıra parti içerisinde gözlemlediği yanlışları dahi net şekilde ifade eden Tayyar’ı destekleyen olsa da, siyaset arenasından çekilmesini arzulayan bir kesimde oluştu.
NİTEKİM;
AK Parti’nin son genel seçimde Şamil Tayyar’ı aday göstermemesinin altında da bu cesur çıkışlarının etkisinin olduğunu söylememiz yanlış olmaz sanırım.
Gelinen süreçte, Ak Parti’de özeleştiri yapanların sayısı azaldıkça, Şamil Tayyar gibi isimlerin kıymeti yeniden anlaşıldı.
Siyasete kısa bir ara veren Şamil Tayyar, AK Parti Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcılığı’na getirildi. Tayyar, kısa görev süresince yine gazeteciliği unutmadan gözlemledi ve konuştu.
Tayyar’ın Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı iken sosyal medyadan paylaştığı ‘’Haddinizi bileceksiniz’’ sözü gündem oldu. Bu ifadesiyle Doğu Perinçek’i kastettiği ileri sürülse de Tayyar, bunu yalanladı ve konunun Ak Parti tarafından sorgulanması gerektiğine dikkat çekti.
***
TEKRAR GAZETECİLİĞE DÖNDÜ
Kamuoyunda büyük yankı uyandıran bu olaydan kısa süre ‘’Birlikte görev yaptığım Tanıtım ve Medya Başkanımız @mahirunal‘la istişare sonucunda ‘yardımcılık’ görevinden ayrıldım. Nasip olursa mesleğime dönüyorum.’’ Şeklinde açıklama yapan Tayyar, 8 Haziran 2020 tarihinde aktif siyaseti bıraktığını kamuoyu ile paylaştı.
***
AK PARTİ ŞAMİL TAYYAR’DAN VAZGEÇEMEDİ
Tayyar, siyaseti bıraktım dese de bu kez teklif ‘hayır’ diyemeyeceği bir yerden geldi ve Ak Parti’nin büyük kongresinde MKYK üyesi olarak tekrar siyaset arenasına döndü. Herkes Şamil Tayyar’ın o radikal çıkışlarına devam edip, etmeyeceğini konuşurken, İslahiye’den yine siyaset meydanını buz gibi eden çıkış geldi.
***
TAYYAR KİMLERİ HEDEF ALDI?
Şamil Tayyar, Kılavuzlu barajının 80 milyon TL’lik ödeneğinin Kahramanmaraş’a aktarılmasına büyük tepki göstererek, “Bunu yapanların burunlarından fitil fitil getireceğim’’ Dedi.
AÇIKÇA MEYDAN OKUDU
Tayyar, törendeki konuşmasında adeta meydan okurcasına, "Ya kurtaracağız, ya kurtaracağız ben buradan açık söylüyorum. Hiçbir şekilde buranın kaynaklarını başka projeye kaydırmalarına asla müsaade etmeyeceğiz. İster bakan olsun, ister bilmem ne olsun görevi ne olursa olsun bakın çok açık söylüyorum. Birçok konu yukarıya kadar iletilmiyor ve arada birileri kesiyor ve şimdi biz de o birilerini keseceğiz" ifadeleri kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
***
KAHRAMANMARAŞ 80 MİLYON’UN AKIBETİNİ MERAK EDİYOR…
KENT BASINI MAHİR ÜNAL’DAN AÇIKLAMA BEKLİYOR…
Şamil Tayyar’ın bu açıklaması en çok Kahramanmaraş’ta şok etkisi oluşturdu. Kanalmaraş haber sitesi Şamil Tayyar’ın açıklamasının ardından şu metni yayınladı;
‘’KANAL MARAŞ OLARAK BİZDE SORUYORUZ! AK Parti MKYK Üyesi Şamil Tayyar'ın Kahramanmaraş'a aktarıldığını iddia ettiği 80 milyon TL'nin nerelere harcandığını şehrimizdeki yetkililerin açıklaması elzem olmuştur. Şamil Tayyar boş konuşmaz. Mutlaka elinde belge ve bilgiler mevcuttur. 80 milyon TL küçümsenecek bir rakam değildir. Bu para ile Aksu Çayı temizlenebilir. Hatta baraj temizlenebilir. Bu para nerelere harcandıysa veya bu para hangi kurumun kasasına girdiyse kamuoyuna açıklanması ve Şamil Tayyar'ın bu iddiasına cevap verilmesi gerekir. Kahramanmaraş ili töhmet altında bırakılmıştır. Başta Mahir Ünal olmak üzere tüm yetkililerden bir açıklama bekliyoruz.’’
Şimdi, tüm gözler Mahir Ünal’a çevrildi. Bakalım bir açıklama yapacak mı?
***
ÖZETLEMEK GEREKİRSE
Bu olay, Gaziantepli bir ismin iktidar partisinin MKYK’sında olmasının ne kadar önemli olduğunu bizlere göstermiştir.
Şamil Tayyar, yine gazetecilikteki haber atlatma içgüdüsüyle, Kılavuzlu Barajı konusundaki detayları ilk gündeme getiren isim olarak siyasi meslektaşlarını atlatmıştır.
Görünen o ki; Şamil Tayyar hiç değişmemiş. Bundan sonra da gündem oluşturacak açıklamalarıyla, siyaset sahnesinde gazeteciliğini konuşturmaya devam edeceğinin meşalesini memleketi İslahiye’de yaktı.
Diğer yandan, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, ‘’Biz Maraş, Adıyaman ile yarışmıyoruz’’ diye doğru söylemiş. Adamlar bizimle yarışmadan kente ayrılan 80 milyon ödeneği alıyor.
Kılavuzlu Barajı’nın 80 milyon TL’lik ödeneğinin Kahramanmaraş’a aktarılması kentteki ortak akıl ve lobi gücünün tekrar masaya yatırılmasını kaçınılmaz kılmıştır. Yeniden güçlü bir birliktelik oluşturulmalı. Gaziantep, Şamil Tayyar’ın öncülüğünde Kılavuzlu Barajı için büyük bir sınav verecektir. Kent basını olarak bu konuyu gündemde tutarak mücadeleye destek vermemiz gerekiyor.
SONUÇ OLARAK;
Girişte bahsettiğim, gazeteciler siyasete girmeli mi? Sorusunda gelince; doğruları söyleyince makam ve mevkisini kaybetme endişesi yaşamayan gazetecilerin siyasete girmesi, o ülkeler veya şehirler için büyük bir avantaj sağlar. Herkesin koro halinde aynı şarkıyı söylediği bir toplulukta, solo türküler seyir zevkini yükseltir, detone şarkı dinlemek zorunda kalmayız.
Şamil Tayyar, Kılavuzlu Barajı şarkı sözlerini yazdı. Bu kentin Ortak Aklı bestesini yapmalı ve LOBİ gücüyle de seslendirmeliyiz.
Hayırlı haftalar.
***
SON SÖZ
Sorumluluk duygusunun ortadan kalkması, otoriteye boyun eğmenin en önemli sonucudur. (Stanley Milgram)
Bir Yorum Bırakın